Üzüntümüz büyük. Üniversitemizin sicil numarası iki haneli olan bir öğretim üyesini kaybettik. 1986 yılında Hocabey, Prof. İhsan Doğramacı, Bilkent’in hoca kadrosunu oluşturma gayreti içindeydi. İlk yılında toplam 30 kadar öğretim üyesi ihtiyacı vardı. Hocabey, yurt dışında doktoralarını bitirmiş parlak gençleri yeni kurulan Bilkent’e davet ediyordu. Bilkent’in bu ilk yılında gerekli öğretim üyelerinin yaklaşık yarısı da Türkiye’deki diğer üniversitelerden davet edildi. Bu hocaların arasında Ümit Berkman da vardı. Orta Doğu Teknik Üniversitesinde Genel Sekreterlik görevini yapmış olan Ümit Berkman yurt dışındaki bir üniversitenin teklifini değerlendirmekte ve bu üniversiteye gitmek üzereydi. Bilkent projesini heyecanlı bulup yurt dışındaki üniversiteye gitmekten vazgeçti ve Bilkent kadrosuna katıldı.
Ümit Berkman İşletme Bölümün kurucu Bölüm Başkanı olarak görev aldı. Bu bölümün ilk hocalarını seçerek bugün Türkiye’nin en saygın İşletme Fakültelerinden biri haline gelecek olan bölümün tohumlarını attı.
Ümit Berkman araştırmalarını organizasyon teorisi ve İş Etiği konularında yaptı ve bu konularda dersler verdi. Derslerinde 10 dakikada bir espri yaparak öğrencilerin ilgisini çektiğini ve çok başarılı ve sevilen bir hoca olduğunu biliyoruz.
Ümit Berkman 1988 yılından itibaren Üniversitenin İdari ve Mali İşlerden sorumlu Rektör Yardımcısı ve Genel Sekreteri olarak once Rektörlerimiz Prof Mithat Çoruh daha sonra Prof Ali Doğramacı ile yakın olarak çalıştı. Hocabey’in her zaman çok güvendiği ve danıştığı bir kişi oldu. Üniversitenin idari ve mali alt yapısının oluşturulmasında büyük katkıları vardı. Kendine gelen şikayetleri her zaman cebinde taşıdığı siyah renkli cep ajandasına not eder ve onları kısa zamanda çözüme kavuştururdu. Bütün hocaların ve personelin sevgisini kazandı. Herkesin saygı duyduğu bir kişilik oldu. Üniversitenin kriz zamanlarında, dengeli ve soğukkanlı kişiliği ile doğru kararların alınmasında büyük katkısı oldu. İş hayatında etiğe verdiği önemi bütün davranışları ile gösterdi ve etik konusunda bir örnek oldu. Üniversitenin en önemli komitelerinde görev yaptı. Ne zaman zor bir görev ortaya çıksa, onu yapmaya gönüllü oldu. Personel müdürlüğünden, güvenliğe, sağlık merkezinden yurtlara, muhasebeden lojmanlara, trafikten kafeteryalara kadar üniversitenin aklınıza gelebilecek bütün idari hizmetlerinde Ümit Berkman’ın alın teri ve imzası vardır.
Ben Ümit Berkman’ı 1986 yılında tanıdım. Lojmanlarda ailesiyle 8/3 te kalırken ben 8/4 te karşı komşusu idim. Yaklaşık 10 yıl kadar aynı katta birer Rektör yardımcısı olarak uyum içinde çalıştık. 25 yıldır tanıdığım bu kibar insandan her bayram ve yılbaşında tebrik kartı aldım.
Ümit çok iyi bir sporcu idi. Çok iyi basket ve futbol oynardı. Bilkent’in ilk yıllarında hocalar aramızda haftada iki gün futbol oynardık. Şimdi üzerinde UNİCEF binası olan yerde şişirme balon bir tenis sahası vardı. Haftada iki gün orada kıran kırana futbol maçları yapılırdı. Ümit bu maçları hiç kaçırmayan iddialı, fırsatçı ve golcü bir forvet oyuncusu idi. Ben de defans oynadığım için karşı takımda olmasını hiç istemezdim.
Tipi ve Ümit çiftinin ilişkileri bütün evlilere örnek gösterilecek nitelikteydi. Birbirlerini nasıl sevdiklerini anlamak için onları yakından tanımaya gerek yoktu. Evliliklerinin 40. yılında el ele tutuşarak sinemaya gittiklerini biliyoruz.
Oğulları Mert ve Acar çok iyi eğitilmiş çocuklar olarak şu anda Amerika’da teknolojinin en uç şirketlerinde çalışıp insanlığa hizmet ediyorlar. İki torunu da aynı yolda ilerliyorlar.
Ümit hocamızı kaybettiğimiz için çok hepimiz çok üzgünüz. Tipi’ye, Mert’e, Acar’a, yakınlarına, öğrencilerine, tüm Bilkent’lilere ve kendini bütün sevenlere başsağlığı diliyorum. Ailesinden geride kalanlara uzun ömürler diliyorum.
Sevgili Ümit, zarifliğini, kibarlığını, her zaman gülen yüzünü ve müthiş esprilerini hiç unutmayacağız. Fenerbahçe her gol attığında seni hatırlayacağız, gönlümüzde yaşamaya devam edeceksin.
26.12.2011 11:06