Halil İnalcık Taziye Defteri

Register of Condolences

Üniversitemiz Tarih Bölümü kurucusu, büyük Osmanlı tarihçisi, hocaların hocası Prof. Dr. Halil İnalcık vefat etmiştir. Merhuma Allah'tan rahmet, ailesine, Ulusumuza, öğrencilerine, tüm sevenlerine ve Bilkent camiasına başsağlığı diliyoruz.

Duygularınızı burada paylaşabilirsiniz.



Prof. Halil İnalcık, prominent Ottoman historian and founder of the History Department at Bilkent has passed away on Monday, July 25, 2016. We would like to extend our condolences to the nation, Bilkent community and his family.

You can offer your condolences here.




İsmail Tolga KAYA (Öğrenci (Lisans Üstü)) 2016-07-27 15:51:13
Halil İnalcık benim için herhangi bir tarihçiden ziyade kendi ekolünü yaratmış bir duayendir. Bu ekol yalnızca tarih bilimini değil sosyolojik ve ekonomik birçok konuyu humanist ve realist bakış açısını temel alarak analitik yaklaşımla ve müthiş bir sadelikle bizlere sunar. "İşleyen demir pas tutmaz" sözünün tam olarak karşılığı bana göre kendileri olmuştur. Her zaman sorarım "Acaba bizler o yaşa kadar yaşasak bilgi üretimimiz ne düzeyde olurdu?".

Okuduğum her yapıtında ona olan hayranlığım katlanarak artıyor. Tarih araştırmalarında en büyük sorunu teşkil eden siyasi veya dini kabullere bağlanmadan o harika eserleri yazması kişisel farkını gösteriyor. Son çıkan kitabı Devlet-i Aliyye'nin 3. cildini alırken "Allah hocamıza uzun ömürler versin ki böyle eserlerden mahrum kalmayalım" demiştim. Daha kim bilir aklında bizlere aktarmak istediği ne konular vardı. Yalnız bu kesinlikle görevini yarım bıraktıp vefat etti anlamına gelmiyor.

Halil İnalcık Hocamızdan çok fazla şey öğrendik, eserlerini okuyup, yöntemini araştırdıkça daha da öğreneceğiz. Açtığı geniş yolda patikalar yaratarak ilerlemeye çalışacağız. Türkiye sahip olduğu en büyük değerlerden birini kaybetti. Tüm milletimizin, tüm akademik dünyanın başı sağ olsun.

selime yıldırm (öğretim elemanı) 2016-07-27 15:06:48
her ideoloji, yaş ve meslekten insan için büyük anlamlar ifade eden Hocamızın açtığı yolun takipçisi olacağız. Allah rahmet eylesin.

Kamil Ali Gök (Emekli memur) 2016-07-27 14:41:26
Bir insan olarak saygı, bir Türk olarak minnet borçlu olduğumuz, değerli bilim insanı Halil İnalcık hocamızı kaybettik. Bizlere ecdadımızı yeniden tanıtan değerli hocamıza Allah'tan rahmet, yakınlarına ve tüm ulusumuza baş sağlığı dilerim.

Cuma Doğan (Öğrenci) 2016-07-27 14:34:52
Bilim camiası Osmanlı Devleti'nin kuruluşunu 1299 kabul ederken, Tarihin kutbu Prof. Dr. Halil INALCIK, Osmanlı Devleti 1302 Bafeus (Koyunhisar) savaşıyla devlet statüsünü kazandı yorumunu yapar. Bunu söylerken belgeleriyle konuşur. 70 yıl bu tezi kabul ettirmek için çalıştığını vurgular. Allah gani gani rahmet eylesin.

Serdar TAŞÇI (Öğretim Üyesi) 2016-07-27 14:30:19
Halil İnalcık Anısına
'İNALCIK, OSMANLI TARİHÇİLİĞİ ve İSLAM-GAZA İDEOLOJİSİ '

Serdar TAŞÇI

'Alimin ölümü Alemin ôlümü gibidir'.

Halil İnalcık Hocamız, 100. yaşında, önceki gün, Hakk'a yürüdü. Rahman'dan rahmet diliyorum.

Sadece Türkiye değil, tüm dünya değerli bir Tarih Bilgesi'ni fiziken yitirdi. Kendisi ile olan bağımı/ dostluğumu/ arkadaşlığımı içine gark olduğum acı geçtiğinde bir-vesile yazmak isterim: Sessiz, derinden, o sıkı pıkı samimiyeti...

Bu yazı ne O'nu, ne O'nun Osmanlı Kimliği üzerine yazdıklarını dört başı mamur biçimde anlatma veya özetleme iddiasındadır. Hocam onun adını Osmanlı meselesi üzerinden anmamızı isterdi.

Prof.Dr.Halil İnalcık, kanımca 3 büyük kuşak Osmanlı Tarihçiliği'nin son halkası idi.

Bu halkanın birincisi 15. ve 16. yüzyıllarda başlayıp 17. yüzyılda zirveye ulaşan kronik ve vakanüvis geleneği idi. Burada Yahşi Fakih'i, Ahmedi'yi, Enveri'yi, Karamani Mehmed'i, Aşıkpaşazade'yi, Şükrullah'ı, Tursun Beğ'i, Ruhi'yi, İdris-i Bitlisi'yi, Oruç Beğ'i, Neşri'yi, İbn Kemal'i, Selaniki'yi, Gelibolulu Mustafa Ali'yi, hatta Katip Çelebi'yi anabiliriz. Bizanslı tarihçiler Pachymeres (14.yy), Khalkekondiles ve Dukas (15.yy) anılması gereken diğer isimlerdir hiç kuşkusuz.

İkinci kuşak; layihalar, raporlar, sefaretnameler, surnameler, ıslahatlar ve esaretnameler (17-19 yy.) tarafından belirlenen yüzyılların, Evliya Çelebi'den, Karaçelebizade'den Müneccimbaşı Ahmed'e, Naima'ya, Von Hammer, Ahmed Vefik ve Ahmed Cevdet Paşa'ya kadar tarih ve olay anlatılıcılığı tarafından belirlenir.

Üçüncü ve bence son büyük halka Batı'da Babinger, Giese, Wittek gibi isimlerin, bizde ilk üçü İnalcık'ın minnetle andığı Fuat Köprülü, İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Ömer Lütfi Barkan ve Mustafa Akdağ gibi isimlerin oluşturduğu halka idi. İnalcık kanımca bu halkanin son temsilcisiydi.

Osmanlı Kimliği, kökeni ve kuruluşu üzerine 'Gaza' ve 'İslam' merkezli Osmanlı paradigmasının yerleşmesine önemli katkısı vardır. İnalcık'a göre, özetle, özelllikle göçlerle Türk yurdu haline gelmesine rağmen Moğol egemenliğindeki Anadolu, Bizans kıyısında olan Göçebe/ Türkmen Osmanlıları, İslam için Gaza fikriyle motive etmiş, Vefai-Babai Devişi Ede-Bali Osmanlı'nın kuruluşunda manevi riyasetini sergilemiştir.

Kimi tarihçiler, İstanbul'un fethinden sonra II. Mehmet'in Osmanlı'nın soyunu tüm hanedanlıklarda olduğu gibi asil, eski ve büyük bir köke -Oğuz/Kayı- dayandırmak istediğini iddia etseler de, İnalcık, 'Osmanlı'nın Türklüğü' tartışmasında nettir. Ancak bu netlik, İran ve Bizans etkisini görmezden gelmesine yol açmaz.

Beylikten devlete geçiş süreci ve kuruluş tarihi de tartışmalıdır. Bunun en önemli nedeni döneme ilişkin yazılı kaynağın yok denecek kadar az olmasıdır. Mesela Osman, her ne kadar kendi adına hutbe okutmuş olsa da bir devlet başkanından ziyade henüz bir uçbeği'dir. İnalcık'a göre ilk sultan, Orhan'dır.

İnalcık, bu kuruluş ve yayılmayı sadece 'dini' bir 'Gaza' veya 'Alperenlik' fikriyle açıklamaz. Buna dönemin kent yapılarını ve ekonomilerini dahil eder. Anadolu'da çok sayıda şehir, büyük ticaret merkezi durumundadır. Bu da Osmanlılar'ın çevreyle bağlarını ve iletişimini geliştirmiştir, ufkunu gelişmeye açmıştır.

Osmanlı, gerek ilk yayılma yeri, gerek yönetici kadrosu, gerek nüfusu itibariyle bir Balkan İmparatorluğu'ydu. İslam Gaza/ Derviş ideollojisi, zaten İslam olan Anadolu'yu bir süre ihmal etmeye yol açtı. Zaten devletin kuruluşunu izleyen ilk yılları Balkan'larda yayılma, fetih ve göç izler. Burada Bektaşilik gibi başlangıçta sonraki siyasi çatışmların sonucundaki gibi algılanmayan, sonradan heterodoks-sapkın görülen inançların kolaylaştırıcı etkisi söz konusudur. Dervişlerin uç'lardaki gazası, ahilerin ekonomideki futuvvet ideolojisi ile bütünleşir. Fütüvvet mesleklerin kardeşlik ve dayanışma içinde yürütülmesiydi.

Osmanlı'nın kurulup yükselme felsefesi (Ahilik, Gaza, Bektaşilik, Adalet, Balkanlılık) ile duraklama felsefesi (Kadızadeliler, Rüşvet, Zulüm, Cinci Hocalar, Balkanlılıktan Araplaşmaya) arasındaki kıyaslama yaparsak, geçmişi daha iyi anlayabilir, belki bugüne, belki gelecek günlere kısmen daha iyi yaklaşımlar geliştirebiliriz düşüncesindeyim.

Bu noktada İnalcık'tan öğreneceklerimiz bitmedi.
Hocamıza tekrar, Rahman'dan rahmet diliyorum.

Yusuf Çam (Öğretim görevlisi doktor) 2016-07-27 14:27:20
Sevgili hocamıza Allah'tan gani gani rahmet diliyor, yakınlarının, sevenlerinin acısını paylaşıyorum.
Hocamızın açtığı çığırda tarihe tutku ile bağlananlar parlak ufuklara yürüme cesaretini bulacaklardır.

S. Rıdvan Karluk (Prof. Dr.) 2016-07-27 12:47:41
Kırım Tatarı Prof. Dr. Halil İnalcık Hoca’yı Kaybettik
Benim gibi Kırım Tatarı olan, Tarihçilerin Kutbu olarak nitelendirilen TÜBA Şeref Üyesi Prof. Dr. Halil İnalcık’ı 25 Temmuz’da Ankara’da 100’ncü yaşında kaybettik. Kendisini son olarak Denizli Pamukkale Üniversitesi’nin düzenlediği bir etkinlikte görüp konuşmuş idim. Prof. Dr. Halil İnalcık 7 Eylül 1916’da İstanbul’da doğmuş, orta eğitimini 1931'de Ankara'da Gazi Muallim Mektebinde tamamlamıştır.1936 yılında Ankara Üniversitesi Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesi Yeni Çağ Tarihi bölümünde yüksek öğrenimine başlamıştır. 1942 yılında “Tanzimat ve Bulgar Meselesi” adlı doktora tezini savunmuş,1942-1972 döneminde aynı fakültede öğretim üyesi olmuştur.
1972’de Chicago Üniversitesi’ne “Osmanlı Profesörü” olarak davet edilmiş, eserlerini İngilizce yayınlayarak Osmanlı tarihinin yabancılar tarafından doğru olarak öğrenilmesine büyük katkıda bulunmuştur. Halil İnalcık’ın “Osmanlı İmparatorluğu Klasik Çağ: 1300- 1600” (The Ottoman Empire the Clasiccal Age 1300- 1600) adlı eseri 1973 yılında Londra'da Weidenfeld and Nicholson yayınevi tarafından yayınlanmıştır. Kitap şimdiye kadar Türkçe dışında Sırpça, Yunanca, Romence, Arnavutça, Arapça ve Ukrayna diline çevrilmiştir. Yapı Kredi Yayınları tarafından bu yıl İnalcık'ın katkılarıyla Türkçe'ye kazandırılmıştır.
Prof. İnalcık’ın son Osmanlı tarihi çalışması olan “Devlet-i Aliyye - Osmanlı İmparatorluğu Üzerine Araştırmalar 1” eseri İş Bankası Kültür Yayınları tarafından 5 cilt olarak tasarlanmıştı ve üçüncü cildi geçen yıl yayınlanmıştı. Eser, toplumda gençlere Osmanlı’yı öğretecek ve ders çıkarmasına yardımcı olacak niteliktedir.
TV söyleşilerinde Osmanlı’nın yıkılış nedenleri arasında padişahın kimseye hesap vermeyen sorumsuz otorite sahibi olmasına öncelikli yer vermiştir. Bilkent Üniversitesi Tarih Bölümü kurucusu olan İnalcık, 7 Eylül 2015 tarihindeki 100. yaş günü kutlamalarında “Hedefim, Türklerin tarihini bir yabancı değil, bir Türk gözüyle yazmak, ömrümü bu amaca hasrettim. Ana kaynağım arşiv belgeleri oldu. Bu sayede objektif bir tarih yazdığıma inanıyorum” demişti.
Topkapı arşivinde Kösem Sultan’ın notlarını bulup çıkaran, sonra yayınlayan ve iktidardaki etkisini ilk anlatan da Halil Hoca’dır. Halil İnalcık’ın İş Bankası’ndan yayınlanan “Has Bağçede Ayş u Tarab- Nedimler Şairler Mutripler ” adlı eseri sultan sofralarında şairleri, nedimleri, saz ve söz gecelerini anlatır. İnalcık, 20. yüzyıl sona ererken Cambridge Uluslararası Biyografi Merkezi tarafından dünyada sosyal bilimler alanında sayılı 2000 bilim adamı arasında gösterilmiştir.
Halil İnalcık’ın yeni yayınlanan son kitabındaki şu tespiti çok önemlidir: “Öyle görünmektedir ki ilk Osmanlı sultanları hukuki kurallar koyarken, hatta önemli politik kararlar alırken fakihlere danışmışlar; daha sonra aynı amaç için şeyhülislamlık makamını kurmuşlardır. Ancak Osmanlı tarihinin sonraki dönemlerinde, özellikle Fatih’ten sonra, yönetime ait alanlar, kanun yapma faaliyeti bakımından sultana özgü sayılmıştır” (Giriş: Din ve Devlet)
Prof. Halil İnalcık’ı derin bir sevgi ve saygı ile anıyoruz. Allah rahmet eylesin.

Yilmaz oktay demiray (Turizm) 2016-07-27 12:29:31
Hocalarin hocasi sn. Halil inalcik hocamiza Allah' tan rahmet yakinlarina ve biz sevenlerine sabir dilerim, turk ve dunya tarihine katkilari ileriki donemlerde cok daha iyi anlasilacaktir, bize kattigi deger ve eserlerinden dolayi sonsuz tesekkurler.

Ilgın ERGEN (Öğrenci) 2016-07-27 12:24:01
Pek kıymetli Halil Hocam,

sizinle tanışıklığım 4 yıl öncesine dayanıyor. Osmanlı tarihine sizin eşsiz eserlerinizle başladım ve bu ilgi zamanla kat be kat arttı. Siz benim için her daim bir hocadan fazlası, bir dede oldunuz. Ben sizin binlerce talebeniz arasında yer aldığım için ne kadar övünsem az. Tarih ve tarihçiler sonsuza dek yaşarlar. Eserleriniz tarihi aydınlattıkça siz de yaşayacaksınız.

Nurlar içinde yatın.

Ilgın Ergen

Ege Üniversitesi Alman Dili ve Edebiyati /Tarih

Doğan Demir (Bankacı) 2016-07-27 12:19:07
Beyefendi kişiliği, entelektüel bilgi birikimiyle benim gibi pek çok tarih sevdalısına ışık ve idol olmuş Halil Hocamıza Allah'tan rahmet diliyorum.

<< < ( 4 / 14 ) > >>
Toplam mesaj / # messages: 140